şarkılarla insanları özleştirmek çok kötüdür hep.
benim bi' arkadaşım vardı.
aramız çok açılmıştı, görüşmemiştik çok uzun zaman.
renklerin içinde'yi dinleyince seni hatırlıyorum, aklıma geliyosun dedim.
''peki'' dedi. o, zaten o şarkıyı hiç sevmezdi. kargo da sevmezdi galiba.
arada görüyorum onu, ama onu görünce aklıma o şarkı gelmiyo artık.
keşke o şarkıyı dinlediğimde de aklıma o gelmese.
keşke bu kadar net karar vermese her şeye, kimini hayatının merkezi yaparken, kimini bu kadar kolay silmese.ama yine de umarım hayatta onun için her şey yoluna girer. huyumdur ne kadar kinci bi insan olsam da küs kalamam ben kimseye. görsem yarın yine gider öperim o tatlı yanaklarından. anlaşılmaz yanların var, öldürmeye hevesli çoğu zaman. çabuk sinirlenir çabuk durulur bi arkadaşsın çoğu zaman, belki de budur yoran bizim arkadaşlığımızı. ben de çok çabuk sinirlenirim ama ne biliyim, içime atmayı hep tercih etmişimdir. belki şu an içinde bulunduğum ikilemlerin ana noktası hep içime atmak oldu. çıkıp sinirden ağzımdan bişiler çıkaramadım ben, hep alttan aldım herkesi. ayrıca biliyorum biraz suyla senin o kupkuru çiçek gibi olan tatlı kalbinin çok güzel yeşilleneceğini, düzeleceğini. galiba benim de biraz suya ihtiyacım var hayatımın bu kupkuru noktasında. biliyorum ifadende kararsızsın, korkuların var, seni tutan şeylerin ne olduğu ise çok derin. ama biliyorum biz hep bi şekilde bi yerde ''aa naber '' muhabbetine giren iki arkadaş olacagız. hayatım boyunca hep 'aa naber'' olan bi insan olman çok da iyi olur bence, yüzümü dönüp gitmektense :) .
renklerin içinde
cennetin içinde
ölmek sessizce...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder