30 Nisan 2010 Cuma

erkekler


bugün 4 erkekle konuştum. birbirimizi tanımadan, sumegle diye bişiyden. neyse çok önemli değil aslında, olay şurda başlıyo, konuşma -kız arkadaş- olayına geldi.


yaralıstayla2392: ben tek kişiyle çıktım o da 1.5 yıl sürdü işte.
yaralıstayla2903: şişman ve çirkin misin ?




öyle yani.

24 Nisan 2010 Cumartesi

Çok 'Adil' Işık

Şimdi dönüyoruz Hazirana. Ben o zamanlar ÖSS'den dolayı baya tripliydim ve baya kilo almıştım. Üzgündüm, böyle ÖEA ACABA Bİ YERE GİREBİLCEK MİYİM AELLEAAAM diye ortalıkta dolaşıyodum. Hiç bişi yapmak istemiyodum. Annem benim halimi görüp üzüldü, gel Selin senle Taksime gidelim dedi. Lakin gittik. Bana alışverişe çıktık - çıktık ama, bu da bi başarı- ondan sonracığıma, olmad olmadı gittik Adil Işık'a. Neyse burda ben baya bişi beğendim böyle, girdim kabine olmadı. Çok üzüldüm. Ama böyle yüreğim parçalandı artık. Dayanamadım. Bi tane denizci temalı elbise vardı -ki ben çok severim denizci temalı HER ŞEYİ- neyse elbisenin arkası kapanmıyo falan böyle, ama zaten böyle jöleyi ortasından sıkmışsın gibi bişiy oldu, ama böyle parçalanmamış gibi. Neyse gittim o gazla, kasaya, aa bu arada unutmadan bi tişört alabildim ordan evet, neyse gittim kasaya, orda böyle incil gibi bi kitap var böyle parlıyo bana baka baka... DİLEK VE ŞİKAYETLERİNİZ yazıyo üstünde de ... Açtım, artık o an şişkoş seloş nasıl hissetmişse benim sosis parmaklarım hepsini deftere döktü. İŞTE BİZİ NİYE DÜŞÜNMÜYONUZ BİZ ŞİŞMANLARIN YAŞAMA ŞANSI YOK MU ÜHÜHÜH temalı bir yazı oldu diyim. Neyse sonra Bodruma gittim, kilo verdim, o olayı unuttum baya. Bana böyle bu sene bi mail geldi. Yollayan Adil Işık'ın müşteri hizmetleri. Benim aklımda benim o yazdıklarımı okuyacaklar da sonra cevap atacaklar da hiç öyle bir şey yok, gayet yeni kıyafetler geldi seloş gel al yazılı bir mail beklerkeeeeeeeeen ;



Sayın Selin Dönmez,

Öncelikle düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Ürünlerimiz, mağazalardaki hizmetimiz ve personelimiz ile ilgili yorumlarınız size daha iyi hizmet verebilmemiz için bize yol göstermektedir.

Koleksiyonumuzdaki + beden modellerin artırılması ile ilgili talebiniz dikkate alınmış ve ürün tasarım departmanımıza iletilmiştir. Love My Body +beden koleksiyonumuz yeni sezonda çok daha genişletilmiş bir şekilde Forum Bornova mağazamızda beğeninize sunulacaktır.

İlginiz için teşekkür eder, iyi günler dileriz.



diye bi mail aldım. Dumur tabii baya. Ama böyle sanki dünyayı kurtarmışım gibi bi havalara girdim, böyle anneme gösteriyorum, işte arkadaşlarıma kopyalıyorum maili. O kadar havalıyım yani. Çünkü müşteri hizmetleri beni umursadı. Her zaman olmaz bu. Neyse kilo verdik ama bi bakarız hehe gülüşü, belki de alırım falan ay acaba nasıl falan diye düşünürken... Mailde bir şeye dikkat etmediğimi fark ettim: 'Forum Bornova mağazamızda beğeninize sunulacaktır.'diye biten cümle. Bornova İzmir'de değil mi ya diye içimden geçirirken, google bana kocaman bi 'EVET O YER LANET OLASI İZMİRDE' cevabını verdi... Sonra ben baya üzüldüm böyle, sevgili Adil Işık keşke bana bu maili atarken iki kere düşünseydin, keşke deseydin ki olm bu kız boş zamanlarında İzmir'e gidiyor mu gitmiyor mu, sorsaydın ya kendine bunu. Yarın gidip bakıcam Taksime gelmiş mi bu I LOVE MY BODY kreasyonu. Gelmediyse bekle beni parıldak kitap, SANA LAFLAR HAZIRLADIM !



Selin.

23 Nisan 2010 Cuma

fotoğraf

Hayat aslında baya garip. Benim 'hayatçokgaripdeğilmi' tarzı bloglar yazmam da çok garip aslına. Ama bugün fotoğraflara bakarken iyice bi fark ettim. Ayın 4'ünü gösteriyordu fotoğraf, her şey çok normal yanımda o var. Sıkı sıkı sarılmışım, ben zaten sevdiğim insanlara sarılmasını çok severim, anaç tarafımdan gelen bi özellik herhalde. Neyse o günden tam 9 gün sonra olan şeylerin şu anı etkileyeceğini tahmin edebilmek çok zor, kişiliğim, değer yargılarım, her şey sanki birer birer dağılmaya başlamış gibi. Ne garip. Toplasan bir dönemi geçmez, ama hayatımda çok şey değişmiş ben bunu bir fotoğrafa bakıp anladım, 'ıı her şey çok banel, neden hayatım bu kadar monoton?' modum meğersem tamamen bir drama queenlikmiş. Ben artık geçen seneki Selin değilim ki. Seneye de bu Selin olmiycam. Aslında üzücü, bi yandan da güzel. Bir tek her durumda kabul edecek tek insanlar da senin ailen. O yüzden aile baya önemli bişi. Ben ailemi çok seviyorum. Babamı çok seviyorum. Annemi çok seviyorum. Ablamı çok seviyorum. Türkçe öğreniyorum. Böyle cümleler kurmak çok eğlenceli.

Bir fotoğraf bu kadar düşündürttürebilir-imiş-.


PS: Anneme blog açtık ! :)


ha bi de :

the best thing about photograph is that it never changes,even if the people in it do.


diye bi laf varmış, ben begümde gördüm, andy warholunmuş.

19 Nisan 2010 Pazartesi

istanbul forever

Ankara'ya gittim geldim, çok rahatladım. Öncelikle Emin'i gördüm ki ben kendisini çok severim. Sonra ODTÜ'yü gezdim -inanılmaz bi yer imiş- çok çok eğlendim. Kuzenlerimin 100 de 1 ini gördüm, bol bol oynadım onlarla da. Araba sürdüm hayatımda ilk kez! Ve çok garip bi hismiş gerçekten, ama otomatik vites almiycam arabam olursa, kesinlikle 1e al 2ye geç hop 3e getir diye zorliycam kendimi. Daha havalı bence. ZALIM başlıklı fotoğraflarımı yakında koyarım facebook'a, oraya, buraya, mahrum bırakmam kimsecikleri. Eşe dosta hiçbişi getirmedim. İsteyen de olmadı zaten. Gelirken çok güzel müzikler dinledim. Öne oturup çekirdek çitledim, arkaya geçip uyudum. Eve gelince de uyudum, çok kötü rüyalar gördüm ama. Sabah kalktım bi' türk kahvesi içtim kendime geldim. Röyksopp'un İstanbul Forever adlı bi şarkısı varmış, kendisi Poor Leno remixiymiş, onu öğrendim. Dinledim. Güzelmiş. İstanbul forever.

5 Nisan 2010 Pazartesi

favorite flavor.

High school lovers çalmaya başladı birden.
Kötü oldum, çok kötü oldum.

4 Nisan 2010 Pazar

3 Nisan 2010 Cumartesi

o bir 18

keşke demekten çok sıkıldım. ama hayat yüzüme çarpıp çarpıp duruyo. insanları ya hayatından tamamen çıkaracaksın ya da tamamen hayatına sokacaksın bana göre, ortası olmuyo. bana göre dedim ama bunu en çirkin şekilde uygulayan insan olarak kendimi görüyorum. böyle yazıları okumayı da hiç sevmiyorum. neyse benim blogum pek de fanfinifon. ayrıca bir müzikus üyesi olmadan insanların adını soyadını şak şak söylemem, müzikuslu 4 kişinin yanında bön bön bakmamamı sağladı, bu yüzden kendime koccaman bi afferim yolluyorum kalbimin en derin köşelerinden. yaratıcı oyunlar güzeldir, yaratıcı sorular da öyle. ben daha tam olarak taşları yerine oturmamış 18 yaşımı saçmalayarak geçirdim, çok güldüm, çok eğlendim. devamı da gelsin ama sorumluluk da almam lazım galiba artık biraz. evet inanılmaz BİR GENÇ KIZIN DEĞİŞİMİ yazımı burada noktalıyorum, çünkü yarın uyancam midterme çalışıcam, flüt çalışıcam filan. İNŞ AMİN ÖPTÜM.


aeo
kib
aeo
aeo
aeo
aeo
aeo
æo
æo
æææææa.
FALAN FİLAN.

1 Nisan 2010 Perşembe

-hı-hı.

bu kadar drama içinde drama queen olmamak mümkün değil bence. kendime bir not: biraz uzaklaşmalı, hatta uzlaşmalıyım.