kalktım korkunç bi baş ağrısı, bi saat daha uyuyim ikinci amfinin son 5 dakikasına giderim dedim, yattım, kalktım, giyindim acele acele odada da tekim buse gitmiş derse, mesaj geldi efeden uyuyakalmısım diye ben de şimdi amfinin son 10 dksına gitcem belki yoklama alınır dedim. (hayatımda ilk kez yapıcaktım böyle bi çakallığı) neyse tam cıkıcam bi baktım yanlıs hesaplamışım saati. tamam süper yatar uyurum kalkarım son 10 dkya yetişirim. koltuğa kuruldum. yataktan yastığımı bile aldım. tam uyumak üzereyim benim selimcanı uyandırmam gerekiyodu onu aradım eaa uyan hadi okey bak uyuma falan dedim, yok tamam uyandım ben dedi. oha ne kadar süperim kendim derse gitmiyorum uyuyorum ama bu sırada selimcanı arayıp uyan falan diyebiliyorum düşün yani... neyse sonra koltuk çok küçük benim de bacaklarım sığmıyo ay uy derken uyuyakalmışım, alarm çaldı amfinin son 10 dksına yetişiyim diye tamam kalkıyorum diyip kapadım. kalktım mı ? hayır. dünyanın en güzel uykusunu uyuyodum ki telefonum çalmaya başladı. zil sesim de kids- mgmt den. neyse çocuk sesi falan çıkıyo bunlar benim rüyama girdi cipte projedeki çocuklarla koşup eğleniyoruz falan. sonra neyse baktım zil sesi sözlere giriyo. açtım
-öeae ?
- selin geliyo musun?
- ne neye?
-derse ya ingilizce.
arayan tuğçeydi.
- ay uyuyakalmışım hemen geliyorum dedim kalktım üstüm başımda hazır zaten bi çizmeyi giyicem cıkıcam neyse yüz göz şiş koşa koşa gittim derse, sınıftakiler sunum yapıyo kapıdan baktım. kapıyı açtım. hoca bana ÇIK ÇIK diye elinin tersiyle HAREKETLER yaptı. baya üzüldüm ya. hiç böyle bişi başıma gelmemişti çünkü hep bi o küçük UTANGAÇ gülüşle sınıfa giriş yapar sınıf tarafından da kabul edilirdim.. bu benim ilk hoca tarafından KABUL EDİLMEYİŞİMDİ .. neyse ay nolcak zaten yarın sunumum var 400 sayfalık kitabın 100ündeyim diyerek fasshaneye oturdum kitap okumaya başladım. ama mutsuzluktan ölüyorum tabii burda masaya kafamı koysam uyicam yani. neyse eylül geldi sen burda duruyo musun hea bence duruyosundur diyerek bir adet kağıt ve kocaman bir çanta koydu önüme. dersi bırakcakmış ikinci dönem alcakmış vs vs. sonra sina geldi. sina da bana 10 kere falan hocan kim niye attı dersin ne diye sordu ama hepsini cevapladım. tavla oynamak için dışarı çıkan sina ve eylül illa sen de gel dediler. o sırada tuğçeyi gördüm. sarıldım. birgül neden beni kabul etmedi derse çok mutsuzum dedim. tuğçenin bir özelliği de her şeyi pat diye söylemesidir (ama kötü niyetli değil, canım ya) e geç geldin çünkü selin dedi... ben de dedim ki o zaman bu derse de biraz erken gireyim, koşar adımlarla sınıfa doğru gittim. hocaya dedim ki :
-acaba bu derse girebilir miyim olur mu :(:(:( ( utangaç üzgün surat)
- hea selincim tabii orda sunum yapıyodu dikkatleri dağılmasın diye seni almadım dedi.
ve ben terkar mutlu oldum, çünkü bu ÇIK ÇIK kötü bir ÇIK ÇIK değildi... sonra çıktık sucuk ekmek falan yaptık kermeste şimdi geldik, iyi sattık, iyi yedik. karnım doydu. buse odada yok. kanepe bana göz kırpıyo. gece uzun, iki adet adp, bir adet konser, iki adet okunması gereken yazı, yarına da hazırlamam gereken bir sunum var.
ha şimdi napıcaksınız derseniz uyicam.
haydin iyi uykular bana
Eylülü yendim; kendisini taş çalarken yakaladım, ama yakalandım da aynı şekilde.
YanıtlaSilHocan kim hatırlamıyorum. Hafıza sorunlarım var.
Hahaha hakkaten yendin mi? Bu arada bence hiç etik değil ayıptır söylemesi ben tamamen bileğimin hakkıyla seni 5-0 yenmiştim.
YanıtlaSilHafıza sorunun evet azcık var ama hey sina kimse süper değil. . .
Bu arada aa sinanın blogu mu varmış takip edeyim dedim, açtım. HM OK BYE diyip kapadım.
auf wiedersehen !
sonra ben neden tavlada yenemiyorum al işte.
YanıtlaSilbu taş çalma olayı tamamen eylül'e karşı yaptığım bir şey, normal insanlarla normal oynuyorum, eylül zamanında gelmeyen zarları gelmesi gerektiği gibi oynayarak, el çabukluğuyla 2 yerine kimi zaman 3, kimi zaman kim bilir belki de 5 taş alarak beni yeniyordu.
YanıtlaSilayrıca blog'umu iphone'dan kopya çekerken kullanmak için açmıştım, ekrana tam oturuyordu çünkü :D