1 Ocak 2012 Pazar

2012

her yeni yıl klasik söylenen laflar vardır: 'yeni yıl bana sağlık getirsin, şans getirsin, para getirsin, bıdı bıdı'. aslında öyle. ama bi yeni yıl mı gerekir hep yeni şeylere umut bağlamak için insanlara gereken ?

nereden geldi bu düşünce şimdi?

aslında her şey çok basitti. dün tuğçe'nin evine gittim. 7 kişilik mini bi ev partisiydi. normalde bi arkadaşımız daha vardı ama o son dakka tek başına girmek istediğine karar verdi :). neyse ben çok severim ev ortamlarını, dışarısı beni biraz korkutuyo.

neden korkutuyo? hemen özet.

geçen taksimden dönüyoduk 4 arkadaş; iki erkek iki kız. iki tane 20li yaşlarda 'insan' geldi, laf atmaya başladılar. neyse rahatsız ettiklerini, gitmemiz gerektiğini söyledik. devam ettiler. neyse arkadaşıma 'aaee manitaları almışsın yanıneaaa' derken, bi tanesi geldi koluma vurdu, biz de gittik hemen polise şikayet ettik. polis de sözde ilgileniyo, tamam dedi siz devam edin yolunuza biz ilgileniyoruz. tam meydana geldik gidicez. bi arkamı döndüm bunlar böyle koşarak geliyolar. bi tanesi elindeki şemsiyenin sapını kırmış arkadaşım daha olayların farkında değilken dan diye geçirdi kafasına. neyse devamı zaten kan dövüş. sonra polis geldi. bu ikisi demez mi biz bunlardan şikayetçiyiz diye?! ben kafayı yedim zaten. düştük karakol yollarına... ifade vermeye. başladı bunlar konuşmaya
- bu kızlar bize yavşadı, çocuklar çekemedi!!!
+yok olmadı...
-hıı o zaman bunlar geldiler bizden sigara istediler !!!
+biz sigara içmiyoruz?
- BU BENİM ANAMA KÜFRETTİ

falan filan böyle 2 saat bunların saçmalamalarını dinledik. sonra acile götürülen arkadaşımız geldi; polis de şikayetçi olursak bu işin uzayacağını ( en az 1.5 yıl) bi de bizim de kendimizi korumak adına bile olsa onlara vurduğumuz için haklı olmadığımızı söyledi. zaten bi polis gelmiş kadına çarpmış polis alkollüymüş vay halimize... neyse sabah 5te çıktık en sonunda ordan, arkadaşımızdan para almışlar zorla, meğersem normalde böyle durumlarda hastanelerin para almamaları gerekiyormuş. gittik hastaneye. of zaten bacağından vurulan mı dersin, kanlar sargılar, parayı da vermediler, pazartesi gelin dediler. sonra da gittik taksiye... bizim okula da aşırı fazla tutuyo bu taksimden. dedik abicim indirim yap.

- oo tamam binin yapmaz mıyım, 15 20 indiririz.

okula gelince :

- HEA 95ti 90 olsun.

neyse sonra sinir krizi minir krizi diğer gün ilkokuldan tiyatro izlemeye gelen çocukları karşılıycaktım, onlara şarkı listesi yaptım 2 saat sonrada kalkıp dans ettim falan...


neyse geri dönelim. zaten bu umutlar, yeni yıl meselesi de bu konuyla biraz alakalı. bu olaydan sonra düşündüm, ben o gece ölsem, başıma çok büyük bişi gelse, ne olacaktı ? daha yapmak istediğim zilyon tane şey, gitmek istediğim yerler, daha bissürü bissürüler vardı! ki ben yeni yıla güzel girerim, 2012 farklı olur kafasına teee kaç ay öncesinden girmiştim. neyse bu olay beni o kadar etkiledi ki yapmak istediğim şeyler için; belirli bir seneyi ya da haftayı, günü ( pazartesi :) ) beklemek değil anında davranmak gerektiğini kafamın kocaman bir köşesine oturdum. siz siz olun yeni yıla güvenip o popişleri yaymayın ! hemen yapmak istediğiniz şeylerin listesini yapıp harekete geçin :) bu blog burda manasız durmasın.


yeni gününüz kutlu mutlu huzurlu olsun !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder