bugün aklıma geldi:
16 yaşındayken çıkıp ayrıldığımız erkek arkadaşım bana 'sana değer veren kalbimi skyim, göt' demişti.
ne kafalar ne kafalar.
16 yaşım dolu doluydu aslında; o zaman saçlarım daha lüle lüleydi. bi tane pembe üzeri beyaz benekli bantım vardı, hep onu takardım. ondan sonra bana bu lafı eden arkadaşımızın aldığı bir taç vardı bir süre onu kafamda bulundurdum.
16 yaş biraz takıntıyla doluydu. Mor bi pantolonum vardı, hep onu giyerdim. Hatta o kadar fazla seviyodum ki bi ton açık ve bi ton koyusunu da almıştım. Değiştirip değiştirip giyiyordum.
Yani aynı bant/taç, aynı pantolon, gül gibi geçiniyorduk.
Bişeylere bağlı kalma konusu müzikte de öyleydi; sevdiğim gruplar vardı, birinci sırada depeche mode geliyordu - hâlâ :)-, genel olarak ablamın da etkisiyle daha 80ler severdim.
16 yaşındaki mor takıntım hala devam ediyor evet, ama saçımı boyayacak kadar değil ! 17 yaşında saçımı mora boyattım, sonra bu boyalar turuncu oldu, 17m de saçlarımı aşırı kısa kestirdim, ve öss süreciyle depresyondan baya ciddi şişman bir kızcağız oldum. össden sonra da o kiloları verdim.
ama 16'mda verdiğim kararların hepsi bugünü oluşturdu.
16'mda tuttuğum günlükte her gün bir şeyler yazdım, çok düşündüm, o zaman insanlara aşırı değer vermeler, yanılamarın zirve yaptığı zamanlardı.
16'mda her kız gibiydim, fizikten kalmak üzereydim, hocama kek yapıp götürdüm, karneme 2 verdi.
16'mda ipodumu aldım, john lennon kabı vardı üzerinde, hala benimle.
16'mda yonjada shelan ve bebek okan'ı takip ediyordum. onları seviyordum.
16'mda her şey çok net sanıyordum, sevdiklerim/sevmediklerim.
sevgili 16 yaşım, ne güzeldin, ne temizdin. ama emin ol sevgili şimdiki selin sen daha güzelsin.
edit: bu yazıyı postladıktan bir dakika sonra lise arkadaşımdan kısa saçlı halimin fotoğrafı geldi :). benim blog yazmamla evrenin bana işaretleri arasındaki alakayı çözemedim.
daha büyümemişsin yahuu:) nostalji yapıp durma:)
YanıtlaSilresimdeki ablalar çok karizma :D
YanıtlaSilçok güzel yazmışsın selo
YanıtlaSil