22 Ocak 2011 Cumartesi

tatil

Her ne kadar başlamamış gibi hissetsem de tatilim başladı. Fİnaller döneminde ders çalışırken ekstradan yaptığım bir şey ise 'tatilde çok gezmeliyim' şeklinde Gizem ve Damla'yı Kapadokya turu oley diye kitlerken fark ettim ki biz hiç bir şekilde hiç bir şey yapmadık ve şu an hepimiz evde oturuyoruz. Tatilde yan flüte devam etmemi öneren annemse benim tüm gün uyumam konusunda henüz sesini çıkarmadı. Babamın gelmesi de ertelendi. Pek muhteşem bir tatil başlangıcı değil yani.

Bunun dışında vücudumun her olaya bu kadar çabuk tepki vermesi beni çok şaşırtıyor. Yahu sevgili dudak; bir gün gerildim diye hemen uçuklamak zorunda mısın? Nedir yani olayın? Küçük bir Banu Alkan gibi evin içinde dolaşıyorum.Bir halsizlik bir sıkıntı.

İki dersten kalıcam herhalde. Ha ama bunun için NS asistanımla konuşmaya gittiğimde asistanların sınav itirazlarına bakıp güldüklerini gördüm, içim kan ağladı. Sizin kadar yetenekli değiliz tamam sevgili asistanlar. Pek sevdiğim asistanım da 'kıytırık sınav' demiş son final sınavımıza, sevgili asistanım ben o sınavdan 29 aldım ya biliyo musun?:( Neyse benim hala umudum var. Diğer kalacağım dersin sınavında da ikinci dönem o dersi alırken nasıl bayık bir dönem geçireceğimi düşündüm. Artık Ekin, Murat, Tuğçe ben amfilere gideriz falan, ne biliyim öyle bir değişik kafalar bir bişiler...

Yaz okulu olabilir tabiiii hı hı diye konuşsam da ben yaz okuluna baya kalmak istemiyorum arkadaş. Bence onun yerine ailemle falan olabilirim ne biliyim arkadaşlarımla. Öyle yani. Ama kalıcam herhalde, ne biliyim Ece Helin falan da olur belki. Eyleniriz...

Şu an Öğretmen Kemal'i izliyorum. Nasıl saran bir dizi bu peki? Daha önce de demiştim, bildiğin açtığın anda 2 saat kitliyo. Eve geldiğimde tek takip ettiğim dizi resmen. Ama Arka Sıradakilerle aynı... Bi de Pamir orda oynayan bi çocuğun aynısı tanıyan izlesin, uzun boylu olan.



Tatil hepinizin yüzünü gülmekten böyle gözlerini kıstırtsın inşallah, its like a curtain on their eyes maşallah.

8 Ocak 2011 Cumartesi

5 Ocak 2011 Çarşamba

stripped

çok olmuş dinlemeyeli, güzelliğini unutmuşum.

4 Ocak 2011 Salı

kylowhere

Bu kadar saçma sapan işlerin, finallerin, iki dersten kalma tehlikemin arasında nedense bende her şey çok güzel olacakmış gibi bir his var, ya da uykudan yeni uyandım onun tatlı mutluluğu var, bilemedim, ama böyle her şey pembe gibi pamuk gibi. Son 1 aydır oda arkadaşımla sürekli yemek yiyoruz, ve ben bunu dün -adı lazım değil- bi kızın fotoğrafına bakarken fark ettim. Ama kız benle baya alakasız bildiğin. kıza bakıp ben son zamanlarda çok yiyorum dedim. (dipnot: kız zayıf değil) yılbaşına çok sevdiğim, tanımadığım, bi de beni facebookundan silen insanlarla girdim. Ama yılbaşından sonra tekrar facebooka eklediler beni. Galiba yine arkadaşız. annem fasıla gitti arkadaşlarıyla, ablam da benim evin yakınında bi yerde bi ev partisindeydi, babamı bilmiyorum. gelince sorucam. son dakika haberi kendileri belki de 23 şubatta buralara gelmeyi planlıyorlarmış. Gözünü seveyim 23. Bu arada ben bu finallerin arasında CIP hatay kendini keşfete başvuru yaptım. Şu an aklıma geldi bi de yaptığım, böyle o an formu doldurup kapamıştım çünkü, 7sinde belli oluyomuş o da. Hadi bakalım. Şu an önümde kitaplar duruyor, canım nedense dışarı çıkıp yürümek istedi sadece. bu sabah uzun süredir hasta olmadığımı düşündüm, genellikle 2 haftada 1 hasta olurum çünkü. Tü tü tü. Keşke spora devam etsem, dün Tuğçe'yle konuştuk biz bu dönem bir kere bile spora gitmedik. Peki ne yaptın diye sorarlar, onunda cevabını veriyim; hiç. Kendimi bu kadar sosyal hayattan soyutladım ama bunun bana ve akademik hayatıma bir getirisi olmadı, lakin notlarım pek iç açıcı değil. Aramızda kalsın ama bunlar, babama telefonda derslerim geayet iyi dedim. Neyse şimdi vicdan azabından ölmeden, gidip essayime çalışayım. Görüşürüz.


Bi de kilo falan dedik ya kylo where diye bi ürün vardı, noldu ona ? dünyanın en komik ismi çünkü.

1 Ocak 2011 Cumartesi

free

family portrait


Necla- yengem
Hansel- ablam
Selmin- annemin liseden arkadaşı
Vedat- dayım
Şevkiye- anneannem